Mikroplar veya mikroorganizmalar, mikroskopla görülebilecek küçüklükte olan yaşayan organizmalardır. Genellikle tek hücreden oluşmaktadır. Bilinen en eski mikrop 3,48 milyar yıl öncesine ait olsa da, bizlerin mikrobu keşfi Antonie van Leeuwenhoek’ün kendi yarattığı mikroskopla 1675 yılında olmuştur.
Mikroplar dünyanın herhangi bir yerinde, en zorlu şartlarda bile yaşamlarını devam ettirebilmektedir. Buna okyanusun en derin, yani basıncın en yüksek olduğu yerler bile dahildir.
Her Mikrop Zararlı Mıdır?
Tabi ki her mikrop zararlı değildir. Ancak bazı mikroplar insanda hastalık yapabilmektedir. Enfeksiyon yapan bu hastalıklara bulaşıcı hastalıklar da denmektedir. Bu hastalıkları yapan ajanlara da patojen organizmalar denmektedir. Tıbbın son yüzyılda ilerlemesi, hijyen şartlarının gelişmesi ile insan hayatını tehdit eden bu hastalıkların sayısını azaltmıştır.
Eski çağlarda padişah olmak bile enfeksiyon hastalıklarından korunmaya yeterli olmadığını, Yavuz Sultan Selim’in şir-i pençe, yani aslan pençesi hastalığı nedeniyle vefat etmesinden anlamak gerekir. Bu hastalık bakteriler (özellikle stafilokoklar) tarafından oluşan sivilcenin ilerlemiş bir türü olan karbonküldür. Günümüzde tedavi antibiotikler ve lokal uygulamalarla olmaktadır.
merdum-u dideme bilmem ne füsun etti felek
giryemi kıldı füzun eşkimi hun etti felek
şirler pençe-i kahrımda olurken lerzan
beni bir gözleri ahuya zebun etti felek
Yine bir bakteriyel enfeksiyon olan veba (etken patojen yersinia pestis), Avrupa’da 75-200 milyon kişinin ölmesine neden olmuştur. Günümüzde enfeksiyon hastalıkları en fazla gelişmemiş bölgelerde ölümlere neden olmaktadır: ilk neden HIV/AIDS, ikinci neden alt solunum yolları enfeksiyonudur.
İnsan Mikrobiotası
Mikroplar dünyayının her yerinde olduğu gibi vücudumuzun çeşitli bölgelerinde bizle birlikte yaşamaktadır. İnsan vücudunda 500-1000 farklı tür mikro-oranizmanın yaşadığı tahmin edilmektedir.Bu çeşitliliğe mikrobiota denilirken, bu mikropların içerdiği genetik bilginin tamamı aynı insanın genetik bilgisinden 100 kat daha fazladır. Mikropların içerdiği genetik bilgiye de mikrobiom denilmektedir.
Homo sapiens’de yani insanda bulunan hücrelerin %90’sının insan kaynaklı olmadığı, mikrop olduğu düşünülmektedir.
İnsan ve içerdiği mikropla ilişkisi gıdalardan ve çeşitli diğer faktörlerden etkilenmektedir, sürekli aynı şekilde kalmamaktadır. Bu ilişkide olan değişiklikler insan sağlığını da etkileyebilmektedir. Örneğin midede gastrit yapan helicobacter pylori, şah damarını daraltan plaktada bulunabilmektedir.
Daha önce içinde mikrop olmadığını düşündüğümüz örneğin eklemlerde bile gizlenmiş (hidrotermal vent bakteri) mikroorganizmalar gelişen teknoloji ile tesbit edilebilir hale gelmiştir.
Bu yaşayan organizmalar, aynı zamanda çeşitli molekülleri işleyip ortama çeşitli ürünler sürmektedir. İnsan ve mikropların metabolizmasına insan metabolumu denilmektedir.
Bütün bunlardan anlaşılabileceği gibi bedenimizin ancak küçük bir kısmına hükmediyor olmamız, sadece doğa ile değil birlikte yaşadığımızı mikroorganizmalarla da uyumlu yaşamamız gereğini bizlere göstermektedir.
Mikroplarımız ve Sağlığımız
Sayıca ve bilgice bizden fazla olan mikroplarımız sadece enfeksiyon hastalığına neden olmamaktadır, iltihaplı eklem romatizması, iltihaplı barsak hastalıkları gibi bazı hastalıkları tetikleyebildiği gibi, mikropların gıdalardan ürettiği bazı maddelerin damar sertliğine neden olduğu yönünde araştırmalar mevcuttur.
Barsaklarımızda bulunan bu çeşitli mikropların çeşitliliğindeki değişiklikler, yani örneğin belirli mikropların nüfusunun azalması, belirli türlerin daha baskın olması da hastalıklara zemin oluşturmaktadır.
Görüldüğü gibi gayet karışık ve bir birinin içine girmiş bir yapının içinde belirli bir dengede yaşamaktayız, bu dengeyi bozmamak gerekiyor. Bunu da yapabilmek için konuyu derinlemesine bilmeye ihtiyacımız bulunmaktadır.
Probiotikler
Probiotiğin kelime anlamı “hayat için” olsa da, genel anlamda kullanımı insan için yararlı miroorganizmalar için kullanılmaktadır. Probiotiklerin tıbbi kullanımlarının arasında antibiotik ilişkili ishal başı geçmektedir. Yine başka bir kullanımı da, antibiotik ilişkili vajinal mantar enfeksiyonlarıdır.
Antibiotikler, patojen, yani hastalık yapan mikropları öldürdüğü gibi, bizlere faydalı mikropları da öldürmektedir. Bu yararlı mikroplar, bazı hastalık yapma potansiyeli olan mikropların aşırı çoğalmasına engel olmaktadır.
Probiotikler son dönemlerde popüler olsa da günlük hayatımızın da vazgeçilmez öğelerinden birileridir: yoğurt, peynir, kefir sütün probiotiklerle fermente edilmiş halleridir.
Son Söz
- Vücudumuzdaki hücrelerin %90’ını mikroplar oluşturmaktadır.
- Mikroplarla sürekli, değişken bir ilişki içindeyiz, ama dengenin bozulmaması gereklidir.
- Antibiotik kullanımı faydalı mikropları da öldürebileceğinden, sadece gerektiği zaman kullanmak şarttır.
- Probiotikler özellikle antibiotik ilişkili durumlarda faydalıdır.
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...