Tag Archives: tedavi

Tansiyonunuz Çıldırdı Mı?

Korona günlerinde insan ister istemez strese giriyor. Vücudumuz, sanki vahşi bir ormanda yırtıcı bir hayvanla karşılaşmışçasına tepki veriyor; savaş veya kaç reaksiyonuna hazırlık için adrenalin ve benzeri hormonlar en üst noktalara çıkıyor. Tabii bu da tansiyonu yükselme eğilimine itiyor. Tansiyon yükseldikçe, kişinin gerginliği daha da artıyor; bir de hastaneye gitmeye korkup evde bekleniyor. Benim tavsiyem bu noktada, eğer tansiyonlarınızda oynama bu kadar fazlaysa, ilk olarak hekiminize danışın.

Ne Zaman Hastaneye Gitmeliyiz?

Tansiyonunuz 180/110 mmHg üzerindeyse, veya

göğüs ağrısı,

nefes darlığı,

bir tarafınızda uyuşma-güç kaybı

bilinç değişikliği

görmede azalma

idrar miktarında azalma olursa artık bir hastaneye gitme zamanınız gelmiş demektir;

Koronadan korkup bu acil durumu da ihmal etmemenizi öneririm. Geçtiğimiz hafta appendiksi patlamış hastalarımız 4 gün gecikmeyle geldi; her koşulda korkularla değil, akılla hareket etmemizin daha önem arz ettiği zamanlar bunlar.  

Hipertansiyonla İlgili Genel Bilgiler

Hipertansiyon genellikle ciddi fiziksel zarar yoksa belirti vermez. Bu nedenle hipertansiyona “sessiz katil” denilir. Yüksek kan basıncının zararı başlamadan önce tespiti önemlidir.

Tansiyon ölçümü sfingomanometre de denilen tansiyon ölçüm cihazları ile yapılır. Atardamarlardaki atımları dinlemek için stetoskop kullanılır. Kan basıncını kaydetmek için milimetre cıva cinsinden 2 sayı kullanılır, örneğin 120/80 mm Hg.

İlk sayı sistolik basınçtır ve kalp kasıldığında atardamardaki maksimum basıncı gösterir.

İkinci sayı diastolik basınçtır ve kalbin kasılmalarının arasındaki en düşük basıncı gösterir.

Eğer sistolik basınç 140 veya üstü, veya diastolik basınç 90 veya üstü ise hipertansiyon vardır. Normal kan basıncı sistolikde 120’nin altı ve diastolikte 80’nin altıdır. 120/80 ile 140/90 arasındaki kan basıncına pre-hipertansiyon (hipertansiyon başlangıcı) denilmektedir.

45-64 yaşı arasındaki insanların %90’ın geri kalan hayatlarında yüksek tansiyon gelişecektir.

20 yaş ve üzeri bireylerin %25’inde pre-hipertansiyon , %33’ünde hipertansiyon vardır

5 bireyden biri, yüksek tansiyon hastası olduğunu bilmemektedir

 HİPERTANSİYONDAN KORUNMA VE TEDAVİSİ

Doktorunuza düzenli olarak muayene olun ve tansiyonunuzu ölçtürün. Hipertansiyon her zaman önlenemezse de aşağıdaki adımlar tansiyonunuzu düşürmenize yardımcı olabilir.

Sigarayı bırakın.

Fazla kilolarınızdan kurtulun ve sağlıklı az tuzlu, az yağlı diyet uygulayın.

Fiziksel olarak aktif kalın ve doktorunuzun gözetiminde egzersiz planı geliştirin.

Alkol alımı kadınlar için günde 1 içki, erkeklerde günde 2 içkiyi aşmamalıdır.

Eğer hipertansiyon geliştiyse ilaçlar her gün alınmalıdır. Doktorunuz size uygun tedaviyi önerecektir.

Reklam

Tansiyonunuz Çıldırdı Mı? için yorumlar kapalı

Filed under Hipertansiyon

Alzheimer Olur Muyum Yapay Zekâcığım?

alzheimer

Bildiklerimiz logaritmik hızda arttığı için dün ile bugün arasında bilgi birikimi açısından ciddi fark var; tabii ki eğer günceli yakın takip etmezsek, dağarcığımız rip akıntısına kapılabilir. Tıp alanında her zaman yapay zekâya ihtiyaç vardı, ancak şu zamana kadar olanlar bizlere çok da fayda sağlamadı. Örneğin EKG cihazları hep yorum yazar, ama bunlar pek de tutmaz.

Yapay Zekâ Nedir?

Yapay zekâ, bir insanın beynini taklit etmeyle başlayıp, belki evrim halkasındaki bir sonraki basamağa geçecek bir teknoloji olduğunu düşünüyorum. Belki ilk başta, şu anda olduğumuz gibi hibrid yapıda insan-bilgisayar etkileşimi (elimizde sürekli cep telefonu), bir süre sonra vücuda entegre edilen bilgisayarlarla “İnsan+” olmamıza neden olacak; sonrası da Matrix filmi… İyi mi, kötü mü bilmiyorum, ancak çok farklı olacağını öngörüyorum.

Tıp alanında ise genel kanı, yapay zekanın iş yükünü daha arttıracağı yönünde (https://twitter.com/EricTopol/status/1061675106370433029) . Muhtemelen, daha önce göremediğimiz bazı ilişkileri, bu vesileyle görmeye başlayacağız.

Bugün sizlerle paylaşacağım çalışma derin öğrenme ile ilgili. Derin öğrenme, yapay zekânın bir türü. Mantığı ise, makine öğreneceği şeyi puzzle gibi parçalara ayırır ve belirli bir sistemle tasnif eder, bu tasnif ettiklerini de tekrar tasnif ederek nihai sonuca ulaşır. Yani, puzzleda kenarları ve benzer şekilleri ayırır, sonra bu grupladıklarını tekrar tasnif ederek çözüme ulaşır (https://youtu.be/aircAruvnKk).  Aslında bir dizi matriks fonksiyonu, bu konuda çalışmalar arttıkça basite indirgenmiş bir fonksiyon halini almaktadır.

Alzheimer Nedir?

Alzheimer hastalığı tam anlamıyla başımıza bela bir hastalıktır. Hafif unutkanlıklarla başlayıp, yakın dönemli hafızanın bozulması, ama uzak dönemli hafızanın korunması (kişi bugün ne yediğini hatırlamaz, ancak 10 yıl önceki olayları net hatırlar), kişilik değişiklikleri (pamuk gibi bir kişinin saldırgan olması), nihayetinde bakıma muhtaç yatalak bir hale getirmesi ile karakterize olan bu hastalık, ABD’de ölümlerin 6. sırasındadır, ama yakın bir gelecekte 3. sıraya yükseleceği tahmin edilmektedir.  Şu anda tamamen iyileştirici bir tedavi bulunmamaktadır.

Çalışma

2005-2017 yılları arasında 1002 hastaya ait 2109 18F-FDG PET görüntüleme çalışması incelenmiştir. Bu görüntülemeler hem derin öğrenme ile bilgisayar tarafından analiz edilmiş, hem de 2 nükleer tıp uzmanı doktor tarafından incelenmiş.

Alzheimer PET

Sonuçlar

Bilgisayarın algoritması, nihai klinik tanı konulmadan yaklaşık 75 ay önce PET’e bakarak Alzheimer hastalığı tanısını oldukça kesin tespit edebilmektedir (AUC 0,98; AUC değerinin 0,5-0,7 arasında olması düşük, 0,7-0,9 arasında olması orta, 0,9 üzeri olması yüksek kesinliği göstermektedir).

Yapay zekânın spesifitesi (testin hastalığı ekarte etme gücü) %82, nükleer tıp uzmanlarının %57

Yapay zekânın sensivitesi (testin tanı koyma gücü) %100, nükleer tıp uzmanlarının %91 olarak bulunmuştur.

 

Önerim

Eğer kendiniz veya yakınınızda hafıza ile ilgili bir sıkıntı hissediyorsanız bir nöroloji uzmanına gitmeniz uygun olur; keza hastalık klinik tanısının konulmasından 6 yıl öncesinde beyin görüntülemelerinden teşhis edilebiliyor.

Tıp Öğrencilerine Önerim

Radyoloji uzmanı olmak istiyorsanız bir kere daha düşünün, yapay zekâ ilk bu branşı ele geçirecek.

 

Yiming Ding, et al.” A Deep Learning Model to Predict a Diagnosis of Alzheimer Disease by Using 18F-FDG PET of the Brain” https://doi.org/10.1148/radiol.2018180958 https://pubs.rsna.org/doi/10.1148/radiol.2018180958

Alzheimer Olur Muyum Yapay Zekâcığım? için yorumlar kapalı

Filed under Akıl ve Ruh

Suyu Arttır, Sistiti Azalt

Suyu Arttır, Sistiti Azalt

Her halde bu yazıyı okuyan kadınlar arasında sistit geçirmeyen hemen yok gibidir. Kadın olmanın dezavantajlarından birisi bu enfeksiyonlara yatkınlık, ikincisi de kabızlık. Ama ortalama yaşam süresine bakıldığında kadınlar açık farkla daha fazla yaşıyorlar, bence uzun yaşamaya değer diye düşünüyorum.

Tanım

İdrar yolu enfeksiyonu özellikle kadınları etkileyen bir enfeksiyon hastalığıdır. Her kadın hayatı boyunca 1 veya 2 kez idrar yolu enfeksiyonu geçireceği tahmin edilmektedir.

Şikayetler

İdrar yolu enfeksiyonu olan kadınlarda  idrarda yanma, az yapma olabileceği gibi, kitaplarda yazmayan sadece bulantı, sadece ateşle de kendini belli edebilir. Bazen de hipertansiyonu olan kadınlarda ani tansiyon yükselmelerinin altında da idrar yolu enfeksiyonları çıkabilmektedir.

Çalışma

Senede 3 kez sistit geçiren 140 sağlıklı menopoz öncesi ve günde 1.5 litreden az sıvı içen kadın çalışmaya alınmıştır.

2 gruba ayrılan kadınların ilk grubuna ekstradan 1.5 litre sıvı içmesi istenmiştir; ikinci gruba ise ekstra sıvı verilmemiştir.

Sonuçlar

Ekstra sıvı tüketen grupta ortalama 1.7 kez sistit gelişmiş, içmeyen grupta ise 3.3 kez olmuş.

Ekstra sıvı tüketenlerde iki sistit arasında 145 gün geçerken, içmeyen grupta sistit atağı daha kısa sürede olmuştur (84 gün).

Tavsiye

Eğer günlük sıvı tüketiminiz azsa, ekstradan 1.5 litre sıvı tüketin.

 

 

JAMA Intern Med. doi:10.1001/jamainternmed.2018.4204

Suyu Arttır, Sistiti Azalt için yorumlar kapalı

Filed under Genel

Dr. Google Sendromu

Copyright Dr. Burak Uze

Copyright Dr. Burak Uze

1992 yılında ilk kez yurtdışı dial-up bağlantısıyla internete bağlandığımızda, sevgili dostum Veteriner Hekim Haluk Ömer’le çok şaşırmıştık. İnternetin nasıl kullanılacağı hakkında herhangi bir fikrimiz yoktu. Uzun zamandır TÜBİTAK’ın Bilim ve Teknoloji dergisinde Arpanet’le ilgili yazılar okusam da kafamda şekillenemiyordu.

Sonrasında nete çabuk alıştık, ancak o zamanın netinin bilgi dağarcığı son derece kısıtlıydı.Popüler web tarayıcısı ise, belki hatırlarsınız Netscape’di, arama motoru olarak da sıklıkla Yahoo, Altavista, Webcrawler kullanılıyordu.

1999’da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıklarında ihtisasa başladığımda artık tıp dergilerini online okuyabiliyorduk, Pubmed üzerinden makale taraması yapabilir hale gelmiştik. Hâlbuki net öncesinde bu taramalar İndex Medicus üzerinden son derece kısıtlı bir şekilde yapılabiliyordu.

2010 yılında şu anda okuduğunuz blogu kurduğumda Türkçe tıbbi bilgi veren site sayısı son derece azken, son 5 yılda inanılmaz ölçüde arttı. Ancak bu artış, bilgi kalitesinde artışla doğru orantılı olmadı. Buna rağmen artık çevirim içi olan insanların sağlık hakkında bir şikayeti olduğu zaman ilk sordukları yer google olmaktadır; google aramalarında dikkat edilmesi gereken birkaç husus var, yazının devamında bunlardan da bahsedeceğim.

Dünyada Durum Nedir?

Sağlıkla ilgili soruları olan insanların ilk kapısı %77 oranında arama motorları olmaktadır (google, bing, yahoo veya yandex). İngilizce Wikipedi de sağlık aramalarında kendine belirgin bir yer edinmiş durumda.

Wikipediye bakıldığında daha nadir olan hastalıkların daha sıklıkla tıklandığını görüyoruz. 50 yaş altındaki insanlar ilk önce tedavi öncesinde web taraması yaparken, 50 yaş üzerindeki insanlar tedavi sonrasında web taraması yapmaktadır.

Top 10 Wikipedia görüntülemeleri (Milyon)

1 Tüberküloz 4.2

2 Crohn Hastalığı 4.1

3 Zatüre 3.9

4 Multiple Skleroz 3.8

5 Diabetes Mellitus 3.4

6 Gut 3.3

7 Menenjit 3.2

8 Down Sendromu 3.1

9 Parkinson Hastalığı3.0

10 İshal 2.8

Google gibi arama motorları bildiğiniz üzere web sürekli tarar ve hit alan siteleri öne taşır, dolayısıyla bilginin kalitesi hakkında bilgi vermektense algısı hakkında bilgi verme olasılığı daha yüksektir. Örneğin, algının az olduğu 2007 yılında grip salgını olasılığı %14’ken, 2009 domuz gribinin yarattığı korkuyla 2010 yılında bu beklenti %42’ye çıkmıştır. Halbuki grip salgını riski benzerdir.

Domuz gribi öyle bir korku yaratmıştır ki, hala bu sene grip teşhisi koyduğum insanlar google’ladığı zaman yakın zamanda öleceklerini düşünmekteydi.

2006’da yapılan bir çalışmada gerçek tanılar ve google tanıları şöyledir:

Google  Tanısı Kesin Tanı Google tanısı doğru mu?
Enfektif endokardit Enfektif endokardit Evet
Gastrointestinal kanama Barsak tıkanmasıyla linitis plastika (mide kanseri) Hayır
Cushing sendromu Adreneal adenoma bağlı Cushing sendromu Evet
Eosinofilik granulom, osteoid osteoma Osteoid osteoma Evet
Ekstrinsik allerjik alveolit, tuberkuloz, BOOP Mycobacterium avium‘a bağlı jakuzi akciğeri Hayır
Amyotrofi Ehrlihioz Hayır
Tuberkuloz, lenfoma Lenfoma Evet
Neurofibromatoz tip 1 Neurofibromatoz tip 1 Evet
Uveit Vaskulit Hayır
Amyloid Amyloid hafif zincir Evet
Hiperaldosteronizm Feokromositoma Hayır
Akut göğüs sendromu Akut göğüs sendromu Evet
Tuberous skleroz Endometriozis Hayır
Aspergillus Aspirasyon pnomonisi, beyin absesi Hayır

Daha yakın bir zamanda yapılan bir araştırmada ise sağlıkla ilgili sorgulamalarda ilk 10 dokümanın 3’ü ilgili soruyla yüksek derecede ilgili olduğu gözlenmiştir.

Bana gelen hastaların çoğu öncesi şikâyetleri ile ilgili araştırma yapmaktadır ve bir kısmı dehşete kapılmış olarak gelmektedir: örneğin boynunda ağrılı şişlik ve ateşi olan kişi Dr. Google’a sorduğu zaman ilk gözüne çarpan baş boyun tümörleri, lenfoma olmaktadır.

Google arama terimlerini saklayıp, bir sonraki sorgunuzda sizin beğeninizi vermeyi hedeflediği için eğer oturumunuzu kapatmazsanız her sorgunuzda tümörler, kanserler gibi dehşetli hastalıkları sizin gözünüze sokacaktır. Dolayısıyla eğer ciddi bir google araması yapacaksanız anonim olmakta fayda vardır; yoksa google yaftasıyla yaşayıp durursunuz.

Google ile sağlık okur-yazarlığının artması bir yandan da sevindiricidir.

Sağlık okur-yazarlığının az olmasının

  • Daha fazla hastaneye yatma ihtiyacına
  • Daha fazla acil servisin kullanılmasına
  • Daha az mammografi taraması yapılmasına
  • Daha az grip aşısı yapılmasına
  • İlaçların düzgün alındığının iyi ifade edilememesine
  • Etiketlerin ve sağlık mesajlarının iyi anlaşılmamasına
  • Yaşlılarda daha kötü sağlık durumuna
  • Yaşlılarda daha yüksek ölüm oranına neden olmaktadır.

Sonuç

Sağlık okur-yazarlığının artması mutlaka gereklidir, bu minvalde google gibi arama motorlarının da artılarını ve eksilerini bilmek gerekir, yoksa Dr. Google Sendromuna yakalanabiliriz.

http://eprints.qut.edu.au/82599/1/ecir2015_circumlocation_health_search.pdf

http://www.bmj.com/content/333/7579/1143

https://burakuzel-md.com/2011/07/19/sagligi-okumak-yasama-tutunmak/

Melanie Rose Taylor, et al. “Crying wolf? Impact of the H1N1 2009 influenza pandemic on anticipated public response to a future pandemic”. MJA 2012; 197: 561–564doi: 10.5694/mja11.11623Perspectives p 544, p 546.

http://www.imshealth.com/deployedfiles/imshealth/Global/Content/Corporate/IMS%20Health%20Institute/Reports/Secure/IIHI_Social_Media_Report_2014.pdf

Dr. Google Sendromu için yorumlar kapalı

Filed under Genel Sağlık

Tansiyon Tedavisinde Pancar Suyu: Leziz

Copyr

Copyr

Pancarın rengi muhteşem olduğu kadar, sağlığımızı koruyucu etkilerinin de bilimsel olarak ispatlanması güzel bir şey. Pancar kökünün tıbbi kullanımı antik Roma devrine uzanıyor: ateş ve kabızlıkta kullanılmış. Hipokrat da pancar yapraklarını yaranın yapışması için kullanırmış. Antik Romalılara göre pancar suyu afrodizyak özelliğe de sahip. Bir diğer şaşırtıcı özelliği ise sarımsağın kokusunu bastırması, yani mantınızı sarımsaklı yoğurtla yiyip üstüne pancar yerseniz sarımsak kokusu gittiği iddia ediliyor (denemek lazım).

Gelelim konumuza; tansiyon yüksekliği ciddi bir durum, yaş arttıkça da kaçınılmaz olarak artıyor; ancak insanların yarısı hastalığının farkında, farkında olanların sadece yarısı da kontrol altında. Nitratların tansiyon düşürücü özelliğinden dolayı biz hekimler tarafından kullanılmaktadır.

Geleneksel tansiyon düşürücü limonlu suyunun ne kadar etkinliğini olduğu bilinmese de şimdi bahsedeceğim çalışmada 68 tansiyon hastasının yarısına 4 hafta boyunca nitratlı pancar (kökü) suyu hergün 250mL (yaklaşık 1 su bardağı) içmeleri sağlanmış, diğer yarısına da nitratsız pancar (kökü) suyu aynı şekilde verilmiş. Bu çalışma çift kör olarak yapılmış; yani ne araştırmacılar, ne de hastalar nitratlı mı nitratsız mı pancar suyu içtiğini bilmemeleri sağlanmış. Bu çalışma dizaynı yanlı davranmanın engellenmesi için yapılmaktadır.

Sonuçlar

Hem hekimin yaptığı, hem hastanın evde yaptığı, hem de 24 saatlik tansiyon holterlerinde, nitratlı pancar suyu içenlerde tansiyon düşmektedir ( yaklaşık 8/4 mmHg). Endotelyal (damarın içini döşeyen hücreler) fonksiyon yaklaşık %20 iyileşmiş, atardamarda sertlik 0.59 m/s azalmıştır.

Buradan 2 sonuç çıkmaktadır: tansiyon hastaları nitratlı pancar (kökü) suyunu kullanabilir. Tansiyon düşüklüğü olanların da pancar suyu içerken dikkat etmeleri gerekir- tansiyonları daha da düşebilir.

Pancar kökünde oksalik asit olduğu, bunun da böbrek taşı yapabileceği de akılda tutulmalıdır.

Ayrıca pancar suyu içildikten sonra idrar rengi koyu çıkabilir, bu da normal bir durumdur (betaninden dolayı).

Vikas Kapil, et al. “Dietary Nitrate Provides Sustained Blood Pressure Lowering in Hypertensive Patients”. Hypertension, 2015; 65: 320-327

Tansiyon Tedavisinde Pancar Suyu: Leziz için yorumlar kapalı

Filed under Hipertansiyon

Kolesterol Hakkında Merak Edilenler

Son dönemlerin popüler konusu kolesterol hakkında düşüncelerim.

Kolesterol Hakkında Merak Edilenler için yorumlar kapalı

Filed under Kolesterol

Kolesterol Yüksekliği Ne Zaman Tedavi Edilmeli

Kolesterol hücrenin yapıtaşı, dolayısıyla olması gereken bir molekül. Kandaki kolesterol düzeyinin belirli bir aralıkta olmasını istememizin iki nedeni var: uçlarda ölüm riski fazla. Bunu otobanda araba kullanmaya benzetebiliriz, çok yavaşsanız size çarpabilirler, çok hızlıysanız siz çarpabilirsiniz.

Okumaya devam et

Kolesterol Yüksekliği Ne Zaman Tedavi Edilmeli için yorumlar kapalı

Filed under Kolesterol

Soğuk Algınlığında Ekinezya

Akut viral solunum enfeksiyonları en sık görülen insan hastalığıdır. Bu enfeksiyona rinovirüsler, koronavirüsleri influenza, parainfluenza, respiratuar sintisyel virüs, adenovirüs, enterovirus, ve metapnömovirüsler neden olabilmektedir. Bu hastalıktan gribi (influenza) ayırmak gerekmektedir, çünkü grip daha ağır seyredebilmektedir. Okumaya devam et

Soğuk Algınlığında Ekinezya için yorumlar kapalı

Filed under Genel

Diyet ve Diyabet

Yaşam tarzı değişikliği olarak diyet ve egzersizin diyabetin tedavisinde vazgeçilmez olduğunu biliyorsunuz. Ancak, hastalarımın çoğunluğu bir sihirli değnek olsa veya da onun muadili olarak sihirli bir tablet olsa da bizi tedavi etse diye düşünür. Ne yazık ki, masallar gerçek değildir. Okumaya devam et

Diyet ve Diyabet için yorumlar kapalı

Filed under Şeker Hastalığı (Diyabet)

Menopozda Sıcak Basması

Menopozun en rahatsız edici semptomu kadınlar için sıcak basmalarıdır. Sıcak basmaları kadınların üçte birinde 5 yıl veya daha fazla sürebilmektedir. Bu durum uykuyu bozmakta, hayatı olumsuz yönde etkilemektedir. Sıcak basmalarının nedeni tam anlaşılmış değildir., ancak hipotalamik termoregülasyon (beynimizdeki sıcaklık ayar merkezi) veya endotel fonksiyonu (damarların içini döşeyen hücreler) ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Okumaya devam et

Menopozda Sıcak Basması için yorumlar kapalı

Filed under Akciğer Hastalıkları

İlaç Savaşları

Bugün konuşacağımız konu rosiglitazon isimli şeker ilacı. Konunun çok ciddi olması ve genel pratiği değiştireceğini düşündüğümden, diğer yazılardan farklı olarak biraz daha detaylı konuyu yazacağım. Rosiglitazon, insülin direncini kıran nisbeten yeni bir ilaç. Bu ilaç kan şekerini düşürmekte etkin olmasına etkin, ama kalp-damar sistemi üzerine etkileri de pek hafife alınacak gibi değil. Özellikle kalp yetersizliği olanlarda bu tip ilaçların kullanılması uygun olmamaktadır. Nedeni ise su-tuz tutulumunu arttırıp kalp yetersizliğini kötüleştirebilmesidir. Son dönemlerde ise, yapılan çalışmaların analizinde kalp krizinin (myokard enfarktüsü) rosiglitazon kullanan hastalarda artmış olduğu bildirilmeye başlanılmıştır. Okumaya devam et

İlaç Savaşları için yorumlar kapalı

Filed under Şeker Hastalığı (Diyabet)

Hipertansiyon

Kalbimiz kanı atardamarlar içinden pompalamakta ve bu da atardamarların duvarlarında basınç yaratmaktadır. Zaman içinde kan basıncı yüksek kalırsa hipertansiyon oluşur.Ben hastalarımda tansiyon yüksekliğini ciddiye alıyorum ve kendilerinin de ciddiye almalarını sağlıyorum. Çünkü, artmış basınç dolaşım sistemini zorlayarak, inme, kalp krizi, böbrek yetersizliği ve körlük gibi ciddi problemlere neden olabilir.

HİPERTANSİYONUN TESBİTİ

   

Hipertansiyon genellikle ciddi fiziksel zarar yoksa belirti vermez. Bu nedenle hipertansiyona “sessiz katil” denilir. Yüksek kan basıncının zararı başlamadan önce tesbiti önemlidir.

Tansiyon ölçümü sfingomanometre de denilen tansiyon ölçüm cihazları ile yapılır. Atardamarlardaki atımları dinlemek için stetoskop kullanılır. Kan basıncını kaydetmek için milimetre cıva cinsinden 2 sayı kullanılır, örneğin 120/80 mm Hg.

  • İlk sayı sistolik basınçtır ve kalp kasıldığında atardamardaki maksimum basıncı gösterir.
  • İkinci sayı diastolik basınçtır ve kalbin kasılmalarının arasındaki en düşük basıncı gösterir.
  • Eğer sistolik basınç 140 veya üstü, veya diastolik basınç 90 veya üstü ise hipertansiyon vardır. Normal kan basıncı sistolikde 120’nin altı ve diastolikte 80’nin altıdır. 120/80 ile 140/90 arasındaki kan basıncına pre-hipertansiyon (hipertansiyon başlangıcı) denilmektedir.
  • 45-64 yaşı arasındaki insanların %90’ın geri kalan hayatlarında yüksek tansiyon gelişecektir.
  • 20 yaş ve üzeri bireylerib %25’inde pre-hipertansiyon , %33’ünde hipertansiyon vardır
  • 5 bireyden birinde yüksek tansiyon olduğunu bilmemektedir

 

HİPERTANSİYONDAN KORUNMA VE TEDAVİSİ

 

Doktorunuza düzenli olarak muayene olun ve tansiyonunuzu ölçtürün. Hipertansiyon her zaan önlenemezse de aşağıdaki adımlar tansiyonunuzu düşürmenizde yardımcı olabilir.

  • Sigarayı bırakın.
  • Fazla kilolarınızdan kurtulun ve sağlıklı az tuzlu, az yağlı diyet uygulayın.
  • Fiziksel olarak aktif kalın ve doktorunuzun gözetiminde egzersiz planı geliştirin.
  • Alkol alımı kadınlar için günde 1 içki, erkeklerde günde 2 içkiyi aşmamalıdır.
  • Eğer hipertansiyon geliştiyse ilaçlar her gün alınmalıdır. Doktorunuz size uygun tedaviyi önerecektir.

Hipertansiyon için yorumlar kapalı

Filed under Hipertansiyon