Tag Archives: risk

Formda Olmak Yaşamı Uzatıyor

fitnessSağlıklı yaşamın kurallarından bir tanesi de düzenli egzersiz yapmak biliyorsunuz. Burada düzenli derken hastalarımın anladığı:” düzenli bir şekilde, ayda bir, halı sahada arkadaşlarla futbol maçı” iken, benim anlatmak istediğim ise hergün yapılan fiziksel aktivitedir. Okumaya devam et

Reklam

Formda Olmak Yaşamı Uzatıyor için yorumlar kapalı

Filed under Genel

Göz Etrafındaki Yağ Birikintileri (Xanthelasmata)

Xanthelasmata palpebrarum, göz kapağının üstünde veya altında bulunana keskin sınırları olan, sarımsı düz plaktır. Xanthelasmata içinde yağ içeren makrofajlardan oluşmaktadır.

http://www.dochandal.com/wp-content/uploads/2011/01/Xanthelasmata.jpg Okumaya devam et

Göz Etrafındaki Yağ Birikintileri (Xanthelasmata) için yorumlar kapalı

Filed under Kolesterol

Bisfosfonatlar ve Meme Kanseri

Bisfosfonatlar osteoporozun (kemik yoğunluğunu kaybı, kemik erimesi) tedavisinde ve kansere bağlı iskelette gelişen metastazının önlenmesinde ve tedavisinde kullanılmaktadır. Klasik etki mekanizmaları kemikten kalsiyum ve diğer minerallerin salınımını azaltarak gösterirler (osteoklastları inhibe ederek). Azot içeren bisfosfonatlar (alendronate, riserdonate, pamidronate, ibandronate, zoledronate) protein prenilasyonunu da engeller. Bu şekilde kanser hücre büyümesi ve metastaz engellenir. Okumaya devam et

Bisfosfonatlar ve Meme Kanseri için yorumlar kapalı

Filed under Kanser

Zatüre – Pnömoni Nedir? Zatüre Olduğumu Nasıl Anlarım?

 

 

 

 

 

 

 

Pnömoni, akciğerlerin enfeksiyonudur ve her yaş grubunda hafifden ağıra değişen şiddette hastalık yapmaktadır.

Zatüre Olduğumu Nasıl Anlarım

Pnömoninin işaretleri:

Zatüre – Pnömoni Nedir? Zatüre Olduğumu Nasıl Anlarım? için yorumlar kapalı

Filed under Akciğer Hastalıkları

KOAH’ın Nedeni Nedir?

KOAH’lı hastaların çoğunun  akciğer ve havayollarında oluşan hasarlar, uzun süre akciğerlerin tahriş edicilere maruz kalmakla oluşmaktadır.

Akciğer tahrişine en sık sebep olan ise sigara dumanıdır. Pipo, puro, nargile de KOAH’a neden olabilmektedir. Pasif içicilik de akciğerleri tahriş edebilir ve KOAH’a neden olabilir.

Kirli hava solumak ve kimyasal duman veya toza maruz kalmak da KOAH’a neden olabilir.

Alfa-1 antitripsin eksikliği nadir görülen bir genetik hastalıkdır. Bu hastalığı olanlarda KOAH gelişebilir.

Kim KOAH Gelişmesi Açısından Risktedir?

KOAH’da en temel risk faktörü sigaradır. KOAH’ı olan hastaların çoğu ya sigara içiyor ya da içmişlerdir. Ailesinde KOAH olan kişi, sigara bağımlısı ise kendisinde KOAH gelişme riski daha da artmıştır.

Akciğerleri tahriş eden diğer maddelere uzun süre maruz kalmak da KOAH açısından risk oluşturmaktadır. Bunlara örnek olarak hava kirliliği, çalışılan ortamda bulunan kimyasal toz veya duman gösterilebilinir.

KOAH’ı olanhastalarda semptomlar 40 yaşından sonra belirmeye başlamaktadır. Sık olmamakla birlikte 40 yaş altında da KOAH görülebiri, ancak bu durumda alfa 1 antitripsin eksikliği gibi diğer nedenler aranmalıdır.

KOAH’ın İşaretleri ve Semptomları Nedir?

  • Devam eden öksürük veya çok miktarda balgam üreten öksürük (“sigara öksürüğü” olarak da adlandırılmaktadır)
  • Özelikle bedensel aktivite esnasında oluşan nefes darlığı
  • Wheezing (hırıltılı solunum)
  • Göğüs darlığı

*http://www.nhlbi.nih.gov/health/dci/Diseases/Copd/Copd_WhatIs.html

KOAH’ın Nedeni Nedir? için yorumlar kapalı

Filed under Akciğer Hastalıkları

NAVIGATOR Çalışması

Normalde açlık kan şekeri düzeyinin 100mg/dL altında olması gerektiğini hatırlıyorsunuz. 75gram şeker ile yükleme testinde (OGTT= oral glukoz tolerans testi), 2. saat kan şekeri 140-199mg/dL arasında olmasına da bozulmuş glukoz toleransı denilmektedir. Bu gruptaki bireyler, geleceğin şeker hastaları olmaları dolayısıyla tedaviden muhtemelen en fazla yarar görecek olanlardır. Yani, bu bireylerde yapılacak tedavi sağlıklı-hastalıklı geçişine engel olacaktır. Bu konumdaki bireylere Amerikan Diyabet Derneği, hemen tahmin edeceğiniz gibi, sadece diyet/egzersiz gibi yaşam tarzı değişikliği yapmalarını önermektedir. Bu bireylerde, metformin, akarboz veya rosiglitazon da kullanılabilir, ancak hiçbir tedavinin diyet/egzersizden daha üstün olduğu bu zamana kadar gösterilememiştir.

Bugün size bahsedeceğim çalışmanın adı NAVIGATOR (Nateglinide and Valsartan in Impaired Glucose Tolerance Outcomes Research). Bu çalışma, bozulmuş glukoz toleransı olanların tedavisinde yaşam tarzı değişikliklerine ek olarak, nateglinid (kısa ve hızlı etkili bir insülin salgılatıcısı) ve/ya valsartanın (ARB grubu bir tansiyon ilacı) veya plasebo kullanıldığında:
• Yeni diyabet gelişimine
• Kalp damar hastalığı gelişimine nasıl etki ettiği araştırılmıştır.

Ve Sonuçlar

Nateglinid için:
• Yeni diyabet gelişme riski plasebodan farksız
• Kalp damar hastalığı gelişimi plasebodan farksız
• Şaşırtıcı ve beklenmedik şekilde ikinci saat kan şekeri plasebodan daha yüksek tesbit edilmiştir.

Valsartan için:
• Yeni diyabet gelişimi valsartan grubunda %33.1’ken, plasebo grubunda %36.8 olarak bulunmuştur. Yani valsartan grubunda diyabet gelişme riski plaseboya göre daha azdır.
• Kalp damar hastalığı gelişimi ise plasebodan farksız bulunmuştur.

*Published Online March 14, 2010 (DOI: 10.1056/NEJMoa1001122)
** Published Online March 14, 2010 (DOI: 10.1056/NEJMoa1001121)

NAVIGATOR Çalışması için yorumlar kapalı

Filed under Şeker Hastalığı (Diyabet)