ORTAK CEVAP
Meme Kanseri Tedavisi ve Tanı Baz Alınarak Nekahat Süresi
Tanı | Cerrahi | Ek Cerrahi | Asıl Tedavi | Ek Tedavi | Tedavide geçirilecek ve Nekahat Süresi |
T1/N0/M0 | Lumpektomi (sadece kanserli kısmın alındığı basit ameliyat)
(7 gün) |
Radyoterapi: Brakiterapi (radyoterapinin bir türü) (7 gün) |
14 – 21 gün (2 – 3 Hafta) |
||
T1/N0/M0 | Lumpektomi (sadece kanserli kısmın alındığı basit ameliyat)
(7 gün) |
Tekrar çıkarılma (re-eksizyon)
(3-7 gün) |
Radyoterapi: APBI (radyoterapinin bir türü)
(3 hafta) |
6 Hafta | |
T1/N1/M0 | Lumpektomi (sadece kanserli kısmın alındığı basit ameliyat)
(7 gün) +Lenf Bezi(sentinel veya aksiler küretaj) |
Radyoterapi: APBI (radyoterapinin bir türü)
(3 hafta) |
Kemoterapi ( 6 kez/6 ay) | 7 – 8 Ay | |
T2/N0/M0 | Lumpektomi (sadece kanserli kısmın alındığı basit ameliyat)
(7 gün) |
Radyoterapi: Tüm meme ışınlaması (radyoterapinin bir türü)
(3-6 hafta) |
Kemoterapi ( 6 kez/6 ay) | 8 – 9 Ay | |
T3/N1/M0 | Mastektomi (14 gün) +Lenf Bezi(sentinel veya aksiler küretaj) | Radyoterapi: Tüm meme ışınlaması (radyoterapinin bir türü)
(3-6 hafta) |
Kemoterapi ( 6 kez/6 ay) | 7 – 8 Ay | |
T3/N1/M0 | Mastektomi (21 gün) +Lenf Bezi(sentinel veya aksiler küretaj) | Aynı seansda meme protezi | Radyoterapi: Tüm meme ışınlaması (radyoterapinin bir türü)
(3-6 hafta) |
Kemoterapi ( 6 kez/6 ay) | 7 – 8 Ay |
T = Tumör Çapı:
T1 = 0-2 cm, T2 = 2-5cm, T3 = >5cm, T4 = ülserli
N = Lenf bezi tutulumu:
N0 = Tutulum yok, N1 = Kanserin tutulumu var
M = Metastaz:
M0 = Metastaz yok, M1 = Kanser yayılmış
Bu ortak cevap, bundan sonraki yol haritasını da çiziyordu. Ancak bu kadar da basit değildi; tümördeki östrojen hormonu, progesteron hormonu, HER2/neu varlığı tedaviyi değiştirebiliyordu. Örneğin HER2/neu pozitifse tedavi yaklaşık 1 yıla çıkıyordu. Ayrıca tümörde genetik araştırma yapılıp, genetik risk skoru hesaplaması gibi bir durum da söz konusuydu. Bir de pre-menopozal, post-menopozal durumda tedaviyi değiştirebiliyordu. Menopoz öncesi ve menopoz sonrası: her oyunun kendine göre kuralı vardı; mecazi anlamda Rus Ruleti gibi gözüken hastalığın da.
Bilgileri tamamlandıkça kendini daha iyi hissediyordu. Beklemediği bir anda savaşın ortasında kalmıştı, çaresiz hissetmesi doğaldı; ancak şimdi sis perdesini bilgiyle aralıyordu. Savaşçı doğası kendini tekrar bulmuştu. Doğduğumuz gün zaten ölmeye başlamıyor muyduk? Ölüm her zaman uzak olsa da bir yandan da çok yakındı. Can’ın varlığı kendisini istatistiklerden kurtarmıyordu. Güçlü olan hayatta daha fazla kaldığı bir doğada yaşıyorduk; bu güç bazen fiziksel, çoğu zamanda bilgiydi. İş hayatında da bu durum böyleydi. Yağmura yakalandığında saçak altında gitmeye gerek yoktu, doğrudan yolun ortasından gitmek, değişimi kabul etmek açısından en doğrusuydu.
Hayatı istese de istemese de değişmişti; bu değişimi geri döndürmesi mümkün değildi. En mantıklısı bu olayı olduğu gibi kabul etmekti, bedeni öldürmeden nefsi, yani egoyu öldürmek gerekiyordu. Zincirlikuyu Mezarlığının girişine yazılan ayet de bedenden değil egodan bahsediyordu. Hangi pozisyonda olduğumuzun, ne iş yaptığımızın, cinsiyetimizin ne olduğunun hiçbir önemi yoktu; hepimiz insandık ve kabul etmesek de ölümlüydük.
Biyopsinin sonucunda kanser çıkacağını hiç tahmin etmiyordu, karmanın kendini koruyacağını düşünüyordu, beklenmedik sonuç hayatımda ilk kez kontrolünü kaybetmesine neden olmuştu, bir çalışanının yanında ağlamıştı. Bu kabul edilemezdi. Bunu günlüğüne yazdı, bir daha asla böyle bir zayıflık gösterme. Mont Blanc kalemiyle Moleskine günlüğüne yazdığı bu yazı damlalarla genişliyor ve büyüyordu. “Allah kahretmesin!” diye fısıldadı, yine ağlıyordu. Kadınlarda ağlama geni ne çok diye düşündü. Ağlak savaşçı mı olurmuş diye düşündü. Ama o bir savaşçıydı, her zaman öyle olmuştu.
İspanyollar Güney Amerika’yı fethederken komutanları geldikleri gemiyi yaktığı için az sayıda askerle koca bir kıtayı fethedebilmişlerdi. Amerikan yerlileri, peki nasıl koca savaş gemilerini görememişlerdi?