Tag Archives: Food and Drug Administration

İyi Haber: Ailesel Kolesterol Yüksekliği Şeker Hastalığını Engelliyor

Kolesterol hücrenin yapıtaşı, dolayısıyla olması gereken bir molekül. Kandaki kolesterol düzeyinin belirli bir aralıkta olmasını istememizin iki nedeni var: uçlarda ölüm riski fazla. Bunu otobanda araba kullanmaya benzetebiliriz, çok yavaşsanız size çarpabilirler, çok hızlıysanız siz çarpabilirsiniz.

Kolesterol çok düşükse veya çok yüksekse ölüm riski fazla. Kolesterol düşüklüğü genel beslenme yetersizliği (Afrika’daki açlarda olduğu gibi), kronik hastalığı olanlarda (tedavi edilemeyen tüberküloz gibi) veya kolesterol üreten organın çalışmamasında (karaciğer sirozu gibi) görülmektedir.

Kolesterol yüksekliği ise, çoğumuz gibi, enerji kaynaklarını kolay bulan (bakınız buzdolaplarınız), sıkı enerji tüketen (bakınız vücut ağırlığınız ve göbeğiniz), az enerji tüketen (bakınız arabalarınız) insanlarda sık gözleniyor. Kolesterol yüksekliği olan insanları kabaca iki gruba ayırabiliriz

  1. Grup: Bu insanlardan otobanda hız sınırını aşanlar, bunlara trafik cezası gönderip hızlarını azaltmak gerekiyor, yani enerjilerini kısıp, daha fazla enerji harcamalarını sağlamamız gerekiyor = az ye, bol egzersiz yap.
  1. Grup: Bu insanlardan hem hız yapıp hem alkollü olanlara hem ceza yazmak, hem de trafikten men etmek lazım. Yani bu insanların kalp damar hastalıkları var veya ciddi riskleri varsa (diyabet, ailesel kolesterol yüksekliği gibi), bu insanlara yukardakine ek olarak, kolesterol düşürücü ilaç da vermek lazım. Ama burada önemli nokta EK OLARAK ilaç vermenin gerekliliği.

Bu 2 gruptaki insan sayısı en fazla 1.grupta mevcut. Bu 1. gruptaki insanlar hem kolesterolleri düşük olsun, hem eski yeme ve egzersiz yapmama alışkanlıklarını sürdürsün istiyorlar. İlaç firmaları da, insanların bu isteklerine cevap veriyor; ilaçlar kolesterolü düşürüyor, ama insanlar diyet ve egzersiz yapmadıkları için, yani buna neden olan olayı ortan kaldırmadığı için bir kısmı diyabet oluyor, vs. Ama ilaç kullanırsa, insan kendini kandırarak, kolesterolünü düşürmüş, zor olanı-kısa yoldan fethetmiş oluyor. Ne var ki kazanan ilaç firmaları oluyor (fazla insanın olduğu grupta daha fazla ilaç satılacağı aşikardır).

  1. gruptaki insanlara tedavi edici olarak ilaç vermek zaten şart, bu konuda da herhangi bir şüphe yok. Ama bu gruptaki insan sayısı 1. gruba göre daha az.

Bugün bahsedeceğim çalışma ise bu 2. gruptaki kişileri ele alıyor. Kolesterol yüksekliğiyle tip 2 şeker hastalığı kolkola olduğunu gayet iyi biliyoruz, bunun nedenin de fazla yemek-az hareket etmek istediğiniz biliyoruz. Peki ailesel kolesterol yüksekliği olanlarda şeker hastalığı riski artıyor mu?

1994-2014 yılları arasında Hollanda’da yapılan bu çalışmada 63,320 bireyin DNA incelemesi ailesel kolesterol yüksekliği için yapılmış.

Sonuçlar

Ailesel kolesterol yüksekliği olanlarda tip 2 şeker hastalığı prevalansı %1,75 bulunmuştur.

Bu kişilerin etkilenmemiş akrabalarında ise tip 2 şeker hastalığı %2,93 olarak tespit edilmiştir.

Yani kolesterolüm yüksek diye üzülmeyin, bu durum şeker hastalığı riskinizi azaltıyor.

Joost Besseling, et al. “Association Between Familial Hypercholesterolemia and Prevalence of Type 2 Diabetes Mellitus”. JAMA. 2015;313(10):1029-1036. doi:10.1001/jama.2015.1206.

İyi Haber: Ailesel Kolesterol Yüksekliği Şeker Hastalığını Engelliyor için yorumlar kapalı

Filed under Akciğer Hastalıkları

Şeker Hastalarının Kalp Damarlarını Bilgisayarlı Tomografi ile Kontrol Edelim Mi?

Kalbi besleyen damarların tıkanması en sık ölüm sebebidir. Özellikle kalbi besleyen damarlar şeker hastası olanlarda daha da fazla etkilenmektedir. Bu damarlardaki durum nispeten basit bir işlem olan bilgisayarlı tomografiyle değerlendirilebilmektedir.

Peki, koroner arter hastalığının ciddi bir şekilde arttığını bildiğimiz diabet hastalarında, her hangi bir şikayeti yokken, sadece tarama amacıyla BT (Koroner BT Anjiografi) çekelim mi?

Çalışma en az 3 yıldan beri Tip 1 veya Tip 2 diabet hastalığı olan 900 hastada yapılmış. Bu hastaların 452’si BT ile kalbi besleyen (koroner arter) damarları taranmıştır. , geri kalan 458 hasta ise standart tedavi almıştır.

Ortalama 4 yıl takip sonrasında BT çekilen grupla, çekilmeyen grup arasında tüm nedenlere bağlı ölüm riski, ölümcül olmayan kalp krizi veya hastaneye yatış gerektiren kararsız angina (göğüs ağrısı) bir fark oluşmamıştır.

Sonuç

Eğer Tip 1 veya Tip 2 şeker hastasıysanız, kalbinizle ilgili bir şikayetiniz de yoksa tarama amacıyla BT çektirmeniz bir fayda sağlamamaktadır. Ayrıca bu incelemeyle 600 akciğer filmine eşit olan 12mSv radyasyon dozu alacağınızı da unutmamanızı öneririm.

 

Joseph B. Muhlestein, et al. “Effect of Screening for Coronary Artery Disease Using CT Angiography on Mortality and Cardiac Events in High-Risk Patients With Diabetes

The FACTOR-64 Randomized Clinical Trial”. JAMA. 2014;312(21):2234-2243. doi:10.1001/jama.2014.15825.

Şeker Hastalarının Kalp Damarlarını Bilgisayarlı Tomografi ile Kontrol Edelim Mi? için yorumlar kapalı

Filed under Şeker Hastalığı (Diyabet)

Plastik Şişelerin Yapıldığı Bisfenol A Kilo Mu Yapıyor?

Water dispenser

Water dispenser (Photo credit: Kai Hendry)

Çocukluk çağında obezite oranının kaygı verici şekilde artışı, bu durumun birden fazla etkenin sonucu olduğunu düşündürüyor. Çevresel faktörler arasında da en sık adı geçen “bisphenol-a”dır. Bisphenol A (BPA) 1960’dan beri sert plastik şişe ve metal bazlı yiyecek-içecek kutularında kullanılan endüstriyel kimyasaldır.

Yapılan standartize toksikoloji çalışmaları, insanların düşük dozda BPA’ya maruz kalmalarının sakıncalı olmadığını desteklemektedir. Ancak, yakın zamanda yapılan çalışmalar, belirgin olmayan etkilerin değerlendirlmesini sağlayacak yeni yaklaşımları kullanmışlardır. ABD’de hem Ulusal Sağlık Enstitüsündeki Ulusal Toksikoloji Programı, hem de FDA, BPA’nın fetüs, bebekler ve yaşı küçük çocukların beyin, davranış ve prostat bezlerinde potansiyel etkileri konusunda kaygılarının olduğunu belirtmiştir. Okumaya devam et

Plastik Şişelerin Yapıldığı Bisfenol A Kilo Mu Yapıyor? için yorumlar kapalı

Filed under Kolesterol, Şeker Hastalığı (Diyabet)

Kilo Vermede Etkili İlaç

English: Logo of the U.S. Food and Drug Admini...

English: Logo of the U.S. Food and Drug Administration (2006) (Photo credit: Wikipedia)

Obezite ile mücadelede temel silahlarımız diyet ve egzersiz; doğal olan yöntemler bunlar, ancak obezitenin ilaçla tedavisi de ilgi çekmeye devam ediyor.

 

Zonisamid etken maddesi, sara (epilepsi) tedavisinde kullanılan bir ilaç. Bu ilacın kilo vermede de etkili olabileceği düşünülmektedir. Bugün bahsedeceğim çalışma, zonisamidin diyet ve yaşamtazı klavuzluğu alan obezlerde etkinliğinin değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır.

Okumaya devam et

Kilo Vermede Etkili İlaç için yorumlar kapalı

Filed under Şeker Hastalığı (Diyabet)

Yeni Etki Mekanizmalı Şeker İlacı Dapagliflozin Onaylanmadı

Skeletal structure of dapagliflozin.

Image via Wikipedia

Her 10 insandan birisinin şeker hastasıdır. Artan obezite nedeniyle bu oranın artacağından da eminim. Tip 2 diyabetin asıl tedavisi diyet ve egzersizdir; ilaçlar ise bu tedavinin yardımcılarıdır; katiyetle tedavinin temeli olmamalıdır (halbuki tip 1 diyabette bu durum tam tersidir). Okumaya devam et

Yeni Etki Mekanizmalı Şeker İlacı Dapagliflozin Onaylanmadı için yorumlar kapalı

Filed under Şeker Hastalığı (Diyabet)

Amerika Birleşik Devletleri FDA İlaç Güvenliği Duyurusu: Pioglitazon ve Artmış Mesane Kanseri Riski

:Original raster version: :Image:Food and Drug...

Image via Wikipedia

Kaldığımız yerden devam edelim; FDA (Birleşik Devletler Yiyecek ve İlaç Yönetimi) dün pioglitazon içeren ilaçları 1 yıldan fazla kullananlarda mesane kanseri riskinin artabileceğini ve bu riskin ilacın prospektüs bilgileri içine konulmasını istedi. Okumaya devam et

Amerika Birleşik Devletleri FDA İlaç Güvenliği Duyurusu: Pioglitazon ve Artmış Mesane Kanseri Riski için yorumlar kapalı

Filed under Kanser, Şeker Hastalığı (Diyabet)

Tansiyon İlaçları ve Kanser- Yeni Gelişmeler

Geçen sene Haziran ayında sizlerle ARB (anjiotensin reseptör bloker) grubu tansiyon ilaçları ile kanser ilişkisini gösteren bir yazıyı paylaşmıştım https://burakuzel-md.com/2010/06/21/tansiyon-ilaclari-ve-kanser/  .  Bu bilgi, tıp dünyasında ciddi bir yankılanma yaptı ve bu grup ilaçların güvenililirliğini tekrar sorgulamamızı sağladı. Bir dönem bazılarımız bu ilaçları yazmadı, bazıları da bu tür ilaçları kullanan hastalarında başka ilaçlara geçtiler. Ancak, ARB grubu ilaçların da tansiyon tedavivisindeki etkinliği tartışılmaz olduğu için daha geniş çaplı bir araştırmaya ihtiyaç duyduk. Okumaya devam et

Tansiyon İlaçları ve Kanser- Yeni Gelişmeler için yorumlar kapalı

Filed under Hipertansiyon, Kanser