Plan yapmalıydı ve buna hemen başlamalıydı. İnsan kaynaklarını aradı ve önümüzdeki 1 hafta işe gelemeyeceğini söyledi. Ofise hızlıca döndü, laptopunu aldı, üstünü giydi ve hızla binayı terk etti. Yakında bir Starbucks olmalıydı, çalışırken öğle yemeğinde bile ofisin dışına çıkmadığı için çevreyi çok iyi bilmiyordu, ancak Berk tayfasını ellerinde büyük kahve bardaklarıyla sanki süper çok iş yapıyormuş havalarında koridorlarda dolaşırken çok görmüştü.
Büyük ve sert bir kahve sipariş edip uzun masaya geçti; internet bağlantısı burada vardı ve akşama kadar yoğun çalışmalı ve aileye prezantasyon yapmalıydı. Notlar almaya başladı:
- Kanser Nedir?
- Meme Kanseri Nedir?
- Meme Kanserinde Erken Tanı Nedir?
- Meme Kanserinde Tedavi Nedir?
- Ameliyatını Hangi Doktor Yapar?
- Ameliyat Risk Taşır Mı?
- Sağlık sigortam bu ameliyatı karşılar mı?
- Hangi Hastanede ameliyat olmalıyım?
- Ameliyat sonrasında enfeksiyon riski nedir?
- Ameliyat sonrası kendi işimi kendim halledebilir miyim?
- Kaç günde eve dönebilirim- Can’ı kime emanet etmeliyim?
- Kemoterapi görecek miyim?
Benzer bir çalışmayı Can’ın doğumundan önce de yapmıştı, dolayısıyla jargonu az da olsa biliyordu.
- Kanser:
Kontrolsüz büyüyen, çıktığı yerin komşusundaki dokuları istila edebilen ve çıktığı yerin dışındaki organlara atlayabilen (metastaz) bir hastalık. Kanserin iki hareketi vardı ya yakınındakine saldırıyor veya damar sistemini kullanarak başka organlara göç ediyorlardı. Neden böyle davranıyor ve zıvanadan çıkıyordu bu hücreler bilinmiyordu.
Kanser hücreleri kaotik hareket ettiği için daha fazla enerji harcamak zorunda kalıyordu ve bu enerjiyi de verimli kullanmıyordu. Bu yüzden kanser hücreleri artmış enerji ihtiyacını sağlamak için kendilerine kaçak damar hattı çekiyorlardı. Gayri nizami bu hareketlerle hızla sayılarını arttırsalar da zayiatları da bu derece fazla oluyordu. Belki de bu hücreler yeni bir organ yapmaya çalışıyordu, ama genetik bilgileri yeterli olmadığı için çıkan doku bir işe yaramıyordu, fay hattına kaçak bina inşa etmek gibi bir şeydi. Hem kendi yıkılıyordu, hem de içindekilere zarar veriyordu.
- Meme Kanseri Nedir?
Kadınların %12,5’inde gözüken bir kanser türü, ayni 8 kadından bir tanesi bu hastalıktan etkileniyordu. Sayısal lotoyu tutturma olasılığının 13.983.816’de bir olduğu düşünülürse, aslında bu durum piyangonun birisine çarpmasından çok, yağmura yakalanmaya benziyordu.
Meme kanseri riskini arttıran durumlar vardı: bunların çoğunluğu östrojene maruz kalmayla alakalıydı, erken adet görmek, dışarıdan östrojen almak riski arttırıyordu. Emzirmek ise riski azaltıyordu. Bir de genetik yatkınlık vardı, yakın akrabalarda meme kanseri olduğunda da risk artıyordu.
Ayrıca BRCA denilen, BReast CAncer (meme kanseri) genetik mutasyonunda da meme kanseri riski oldukça artıyordu; öyle ki bu kadınların %65’i meme kanseri %46’sı yumurtalık kanseri oluyordu. Rakamlar dehşet vericiydi.
Bir de CHEK2 mutasyonu vardı ki bu da meme kanseri riskini %37’ye taşıyordu.
“Şansa yaşamışız” diye düşündü Berna. Hayatın iş dışındaki rakamlarının da vahşi olabileceğini düşünmemişti. Acaba kanserin üzerinde de satış baskısı var mıydı, daha fazla kanser yapalım diye, sanki onun için çalışıyor gibiydi bu mendebur hücreler.
Erkek olmak da meme kanserini sıfırlamıyordu, ama erkeklerde de meme kanseri olduğunu görünce şaşmıştı. Hâlbuki erkeklerin de memeleri vardı. Berna kendisininkilerden her zaman memnun olmasa da onlardan bir tanesi kaybetmek de istemiyordu. Memeleriyle kendisini kadın, güçlü bir kadın hissediyordu; hayata bir daha gelse bu göğüs farkıyla, doğurgan güçle gelmek isterdi.
Gözünden damlaların yuvarlandığını laptopun klavyesinin ıslanmasıyla fark edebildi. Gözlerini Park Bravo’dan aldığı gömleğine sildi, ağlamak için nasılsa bolca vakti olacaktı. Şu anda zamana karşı yarışıyordu.
- Meme Kanserinde Erken Tanı Nedir?
40 yaş üzerindekilerin mamografi çektirmesini önerenler de vardı, önermeyenler de. Aslında çok gecikmemişim diye düşündü. Acaba erken bir evrede miyim? Başka yapılabilecek bir şey var mı diye aklından geçirdi. Bir şekilde tanı konulmuştu.
- Meme Kanserinde Tedavi Nedir?
Meme kanserindeki ilk tedavi cerrahi müdahale ile kanserli alanın vücuttan çıkarılmasını içeriyordu. Ya kitle çıkarılıyordu, ya da memenin tamamı çıkarılıyordu. Bunu neye göre karar veriyorlardı, bunu gideceği doktora sormak için ajandasına “Doktora Sorulacaklar” başlığını yazdı.
Bazen cerrahi işlem öncesinde kemoterapi veriliyordu, bazen de cerrahi sonrasında. Yine bunu neye göre karar veriyorlar diye düşündü. Çok karmaşık bir işe bulaşmıştı. Bir de ışın tedavisi vardı ki bunu hiç anlamamıştı.
“Moral bozmak yok!” dedi, sertçe kendine; 1.000km’lik yol ilk adımla başlar
- Meme Ameliyatını Kim Yapar?
Bu Kara Murat kim sorusuna benziyordu, herkes “Ben, ben” diyordu, ama bunlardan usta olan kimdi? Bunu ayrıca araştırması ve destek alması gerekiyordu. Bu seçimi internet desteğiyle yapamayacağını anlamıştı, başka bir networke bağlanmalıydı.
- Ameliyat Risk Taşır Mı?
Meme kanseri sonrasındaki ölüm riski sıfır olmasa da son derece düşüktü, bulabildiği bir rakam %0,24’ü gösteriyordu. Demek bu cerrahi müdahaleden korkması gerekmiyordu.
- Sağlık Sigortam Bu Ameliyatı Karşılar Mı?
Özel sigortasını şirketi yapıyordu ve %100 karşılıyordu, sigortanın geçmediği hastane yok gibiydi. Acaba bu ameliyatı Türkiye’de mi olsaydı, yoksa İngiltere’ye mi gitseydi? Londra’da yaşadığı yıllarda, oranın sağlık sisteminden hiç haz etmemişti. Hoş 2 veya 3 kez basit hastalıklar geçirmişti, ama GP’yle iletişim pek kuramamıştı.
Mutluluğu uzaklarda aramaya gerek yok diye düşündü, memleket gibisi yok diye içinden geçirdi.
- Hangi Hastanede Ameliyat Olacağım?
Bu soru, hangi doktora ameliyat olacağım sorusuna bağlıdır.
- Ameliyat Sonrası Enfeksiyon Riski Nedir?
Ameliyat çok zor ve karmaşık bir ameliyat gibi durmuyordu, ama yine de bir doktor arkadaş bulmak, onun bilgisini ve tecrübesini kullanmak gerekiyordu.
- Ameliyat sonrası kendi işimi kendim halledebilir miyim?
Ortak cevaba bak
- Kaç günde eve dönebilirim- Can’ı kime emanet etmeliyim?
Ortak cevaba bak
- Kemoterapi görecek miyim?
Ortak cevaba bak