Tag Archives: gastroskopi

Uzm Dr Burak Uzel: Bu Programda Gastroskopi Kolonoskopi Konuştuk

Bu programımızda Op. Dr. Sibel Gelecek Geyik ile endoskopik uygulamalardan bahsettik. Gastroskopi nedir, kimlere yapılabilir, kolonoskopi nasıl yapılır konularımız içindeydi. Safra kesesi hastalıkları ve bunların cerrahisinden de konuştuk

Uzm Dr Burak Uzel: Bu Programda Gastroskopi Kolonoskopi Konuştuk için yorumlar kapalı

Filed under TV Programı

Kansızlık Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?

Copyright Dr. Burak Uzel

Copyright Dr. Burak Uzel

Kansızlık, kanın rengini veren ve dokulara oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerinin (eritrosit veya alyuvar) azalması durumudur. Kansızlık yavaş yavaş da gelişebilir veya aniden de gelişebilir. Bu hız kişideki şikâyetleri etkilemektedir. Ani gelişen kansızlığın sık nedenlerinden bir tanesi kan kaybıdır, yavaş gelişen kansızlığın en sık sebeplerinden bir tanesi de bildiğiniz üzere demir eksikliğidir. Bugün isterseniz kansızlığın en sık sebeplerinden bir tanesi olan demir eksikliğinden bahsedelim.

Demir Eksikliği Nedir?

Kan sayımı (hemogram) yapanlar lütfen ellerine sonuçlarını alsın, tekrar yazımın yanına gelsin.

Buldunuz mu? Tamam, şimdi devam edelim.

Demir, kırmızı kan hücrelerinde oksijen taşıyan hemoglobinin bir parçasıdır. Hemoglobin otomatik kan sayım cihazlarında Hb ve Hgb kısalmasıyla yazılan ve genellikle kadında 12g/dL, erkekte de 13 g/dL üzerinde olan bir değerdir.

Kan sayımında (hemogram) takip ettiğimiz bir başka parametre RBC, yani eritrosit sayısıdır. Bu değerinde 4.000.000 üzerinde olmasını bekleriz (bu değeri bazen 4,0 * 106 olarak da görebilirsiniz).

Sonrasında MCV dediğimiz bu kırmızı kan hücrelerinin hacmine bakarız (bu kadar küçük bir şeyin hacmi mi olurmuş diye düşünüyorsanız, evet bunu ölçebiliyoruz- tıp o kadar ilerledi yani) bu değerin de 81fL’den büyük olmasını bekleriz.

Bir başka baktığımız parametre de RDW’dir; bu değer eritrositlerin dağılım hacmini göstermektedir; yani bütün eritrositler aynı hacimde midir sorusunu yanıtlamaktadır. Eğer bu değer fazlaysa, özellikle demir eksikliğini düşünürüz, çünkü demir eksikliğinde bazı eritrositler küçük, bazıları normal olur ve RDW genişler. Bu söylediğim değerler laboratuardan laboratuar değişmektedir, o yüzden sonuçlar kendi referans aralığında değerlendirilmelidir.

Kan sayımın eritrosit kısmıyla işimiz bittiğine göre, demir eksikliği için 3 farklı parametreyi değerlendirebiliriz. Demir eksikliği durumunda bu parametreler şu şekilde değişir:

  1. Demir: Düşer
  2. Demir Bağlama Kapasitesi: Artar
  3. Ferritin: demir deposunu göstermektedir, demir eksikliğinde ilk bu azalır.

Demir eksikliğini tespit ettiğimize göre, nedenlerine bakalım mı?

Demir eksikliğini kadınlarda sık görmekteyiz, bunun da en sık sebebi adet kanamalarıdır. Bunun dışında artan ihtiyaç da (gebelik, çocukluk dönemi) demir eksikliğine neden olabilmektedir.

Demir eksikliğinde yukarıdaki sebepler yoksa kaçak araştırmakta fayda vardır. Yani idrar tahlili, gastroskopi ve kolonoskopi erkeklerde ve kadınlarda yapılabilir. Aşırı adet gören kadınların da jinekolojiye başvurmasını da ayrıca önermekteyim.

Özellikle tekrarlayan demir eksikliklerinde mide bakterisi olan helikobakter pyloriye, çölyak hastalığına bakmakta da fayda olacaktır.

Bir başka demir eksikliği yapan sebep de (aynı zamanda b12 vitamin eksikliğ de yapabilir) şeker ilacı, insülin direnci ilacı olan metformin kullananlardır. Bu ilacı kullanıyorsanız, senede bir demir, B12 vitamin, folik asit baktırmanızı öneririm.

Demir Eksiliğim Var, Tedavi Nedir?

Demir eksikliğinde yerine koyma tedavisi söz konusudur. Bunu ya ağızdan ilaçlarla, ya kas içi enjeksiyonlarla, ya da damar içi infüzyonla yapılabilir.

Artılar ve Eksiler Nedir?

Ağızdan demir ilacı:

Artısı=            Ağızdan kullanım kolaylığı

Eksisi=            Aç karna alınma mecburiyeti

Kabızlık yapabilmesi

Mide ağrısı yapabilmesi

Büyük abdesti siyaha boyayabilmesi

Uzun süreli tedavi (genellikle 6 ay)

Kas içi demir ilacı enjeksiyonu:

Artısı=            Kısa sürede demiri yükseltmesi

Kısa süreli tedavi ihtiyacı

Eksisi=            Kullanım zorluğu (bir sağlık kuruluşuna gidilmesi)

Ağrılı enjeksiyon

Enjeksiyon yerlerinde siyah renk (demirin rengi dövme gibi kalıcı olabilmektedir)

Damar içi demir ilacı infüzyonu:

Artısı=            Çok kısa sürede demir depolarını doldurur

Kısa süreli tedavi ihtiyacı

Eksisi=            Kullanım zorluğu (bir sağlık kuruluşuna gidilmesi)

Damarda inflamasyon (ağrı-kızarıklık-sertleşme) yapabilmesi

Alerjik reaksiyonlar

Son Söz

Demirin fazlası özellikle karaciğere toksiktir, orta ve uzun vadede ölüm riskini arttırmaktadır. Bir hekime danışmadan tedavi olmamanızı öneririm.

Reklam

Kansızlık Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir? için yorumlar kapalı

Filed under Akciğer Hastalıkları

Gastro-Özefagiyal Reflü Hastalığı Nedir? Reflü Olduğumu Nasıl Anlarım?

Reflü hastalığı (gastro-özefagiyal reflü) hastalarımda sık gördüğüm hastalıklardan bir tanesidir. Bu nedenle bugünkü konumuz sizlerin de isteği doğrultusunda bu olacak.

 

Mide asidinin veya mide içeriğinin yemek borusuna kaçması nedeniyle oluşan hastalığa GÖRH demekteyiz.

 

GÖRH Olduğumu Nasıl Anlarım?

 

  • Göğüsde yanma hissi
  • Yediklerinizin ağza gelmesi
  • Ağza acı su (mide asidinin) gelmesi

 

GÖRH’ün Yaptığı Tipik Olmayan Şikayetler Nelerdir?

 

  • Öksürük
  • Astım
  • Ses kısıklığı
  • Göğüs ağrısı
  • Aftlar (ağız içi yaralar)
  • Hıçkırık
  • Diş çürümesi

 

 

Ne Zaman Endoskopi-Gastroskopi Yaptırmalıyım?

 

  • Yutma güçlüğü varsa
  • Yutarken ağrı varsa
  • Erken doyma hissi varsa
  • Kanama varsa
  • GÖRH’ün yaptığı tipik olmayan şikayetler varsa

 

Gastro-Özefagiyal Reflü Hastalığı Nedir? Reflü Olduğumu Nasıl Anlarım? için yorumlar kapalı

Filed under Mide

Mide Mikrobu; Nam-ı Diğer Helikobakter Pilori

 

Bana başvuran hastalarımın çoğunda mide ile ilgili şikayetleri var. Stres, sıkıntı oldukça ve daha da önemlisi sigara kullanımı da durumu katmerlendirdikçe, bu şikayetler devam edecekmiş gibi durmakta. Ancak, neyse ki günümüzdeki ilaçlarla, bu tip hastalarımı tedavi edebiliyorum; benim öğrencilik yıllarımda, azalmakla birlikte mide ülseri ameliyatları yapılmaktaydı.

Gelelim konumuza, Helikobakter pilori isimli bakteri ilk kez 1983 yılında Warren ve Marshall tarafından tanımlanmıştır. Bu enfeksiyon, hayatın ilk yıllarında alınmakta ve tedavi edilene kadar da sürmektedir. Dünyadaki tüm nüfusun %50’sinde bu enfeksiyonun olduğu tahmin edilmektedir.

Neden Önemli?

1. H. Pilori enfeksiyonu olan hastaların %1 ila 10’unda on iki parmak barsağı (duodenal) veya mide (gastrik) ülser gelişmekte
2. %0.1 ila %3’ünde mide kanseri gelişmekte
3. %0.01’den azında bir çeşit lenfoma (lenf kanseri, MALT)

H pilori enfeksiyonu olanların büyük çoğunluğunda ciddi bir sonuç- hastalık olmayacaktır.

Kimlerde H pilori Enfeksiyonu Araştırmalı?

H pilori enfeksiyonu olanların çoğunda herhangi bir hastalık olmadığından rutin tarama yapılması önerilmemektedir. Mide veya oniki parmak ülseri olanlarda, MALT lenfoması olanlarda araştırma yapılması gerekmektedir.

Birinci derece akrabasında mide kanseri olanlar, atrofik gastriti, açıklanamayan demir eksiliğine bağlı kansızlığı, kronik ITP’si olanlarda da h pilori için araştırma yapmak ve varsa tedavi etmek gerekmektedir.

Hazımsızlığınız varsa, h pilori araştırması endoskopi dışı yöntemlerle yapılabilir. Benim hastalarımda kişisel tercihim, büyük abdestte helikobakter pilori antijeni araştırması yapmaktır. Ancal alarm verici şikayetler varsa, beklenilmeksizin endoskopi yapılması gerekir.

Kimlere Endoskopi (gastroskopi) Yapılmalı?
• Kilo kaybı
• Devam eden kusma
• Kanama (aşikar veya kahve telvesi gibi kusma)
• 45 yaşının üzerinde olup yeni gelişen hazımsızlığı olanlar
• Ağrı kesici ilaçlara bağlı hazımsızlık veya mide şikayeti olanlarda

Kenneth E.L. McColl “Helicobacter pylori Infection”. NEJM, Volume 362:1597-1604

Mide Mikrobu; Nam-ı Diğer Helikobakter Pilori için yorumlar kapalı

Filed under Mide