Bir Egzersiz Hikayesi

Family watching television, c. 1958 (Photo credit: Wikipedia)

“Doktor Bey” dedi hastam, “ben sağlıklı olmak istiyorum, bunu da ilaç içerek değil de doğal yollarla olmasını istiyorum, neler yemeliyim” diye de devam etti.

“Bakınız” dedim, “doğal besinleri tüketmek iyi birşeydir, ancak sağlığa yararlı diye düşünülenerek kilolarca tüketilen yiyecekler de zararlı olabilir.”

“Peki, nasıl doğal yollarla sağlıklı olacağız?” diye sabırsızlandı hastam.

“Doğal yollarla sağlıklı olmak şudur: günlük tüketmeniz icap eden yiyeceklerin ağırlığı meyve ve sebze olsun, asla sigara içmeyin, kilolu olmayın ve fiziksel egzersiz yapın” dedim.

“Neden egzersiz yapmanız gerek bilmek isterseniz de, geçen hafta yayınlanan bir çalışmadan size bahsedeyim”diyerek devam ettim.

Egzersiz yapılmaması, yani ye-iç-yat modeli bir yaşam bizim bölgemizde

kalp hastalıklarının (koroner hastalık) %8’ine,

tip 2 şeker hastalığının %10’una,

meme kanserinin %14’üne,

kalın barsak kanserinin de %14’üne neden oluyor.

Sadece ye-iç-yat modeli insların %12,5’uğun erken ölümüne neden oluyor.”

“Anladım, sayın doktorum” dedi hastam ve sonra park yerindeki arabasına giderken, havanın çok sıcak olduğunu fark etti, “bu havada da hiçbirşey yapılmaz” diye içinden geçirdi. Arabaya bindi, kontağı çalıştırdı, emniyet kemeri bu sıcakta takılmaz diye düşünerek, sahte emniyet kemeri tokasını taktı; yoksa lanet araba sürekli öterek rahatsız edecekti onu. Hiç hoşlanmıyordu o sesten. Yola çıktığında acıktığını farketti, yoldan kebapçıyı aradı 1,5 porsiyon kebap sipariş etti, yanında da güzel bir künefe; sonra doktoru aklına geldi- ne söylemişti? Haa, o zaman içecek olarak sıkma portakal suyu alayım diye tekrar kebapçıyı aradı. Halı sahada (ayda bir) maç yapıyorum ya, doktorun dediğini yapacaksın arkadaş diye de keyiflendi.

I-Min Lee, et al. “Effect of physical inactivity on major non-communicable diseases worldwide: an analysis of burden of disease and life expectancy”. The Lancet, Volume 380, Issue 9838, Pages 219 – 229, 21 July 2012.