Akciğer kanseri aslında kendi yarattığımız bir canavar; daha önce de bahsetmiştim, ama tekrar hatırlatayım; 1900 öncesi yazılan tıp kitaplarında akcieğr kanseri nadir bir hastalıktır, dolayısıyla klinik önemi bilinmemektedir ibaresi yer alırken, günümüzde kanserden ölümlerin bir numaralı sebebidir. Bu durumun da en büyük sebebi sigara (ve diğer tütün ürünleridir).
Bugün bahsedeceğimiz çalışma küçük hücreli dışı akciğer kanserlerinde yapılmış. Bu tip kanserlerin tedavisinde konvansiyonel kemoterapi ilaçlarının yanı sıra hedeflenmiş tedaviler de kullanılmaktadır. Bunlar arasında gefitinib ve erlotinib iyi bilinmektedir. Bu hedeflenmiş tedaviler “epidermal büyüme faktörü reseptörü” üzerine etki etmektedirler.
Anaplastik lenfoma kinaz (ALK) geninde mutasyon ve translokasyon bazı kanser türlerinde gözlenmiştir. Crizotinib ise ağızdan kullanılan ve ALK aktivitesini engelleyen yeni geliştirilmekte olan bir ilaçtır.
Bu çalışmada 1500 hastada ALK mutasyonu araştırılmış ve 82’inde ileri evre akciğer knaseri ve bu mutasyon bulunarak çalışmaya alınmıştır. EGFR mutasyonlarında olduğu gibi bu hastalar da sigara ya hiç içmemiş, ya da az miktarda maruz kalmışlardır ve çoğunluğu (%96’sı) adenokarsinomdur.
Sonuçlar
Crizotinib tedavisi ile
1 hastada tam yanıt.
46 hastada kısmi yanıt elde edilmiştir.
Bu sonuçlar umut vaad edicidir, ancak mucizevi bir tedavi yöntemi olmadığı da akılda tutulmalıdır.
Eunice L. Kwak, et al. “Anaplastic Lymphoma Kinase Inhibition in Non–Small-Cell Lung Cancer” N Engl J Med 2010; 363:1693-1703October 28, 2010
Uzm. Dr. Burak Uzel 