Aydınlanma -3

Ahmet Abi, Galatasaray Lisesi mezunuydu ve arkadaşlığa bu nedenle özellikle önem verirdi. Tekstil piyasasında zirvedeki hayatı, tekstilin çökmesi nedeniyle sekteye uğramıştı, ancak hiç kimseyi satamayacağından dolayı, işini değiştirememişti, cepten yemeye başlamıştı. Kirli sakalları her zaman aynı boydaydı, gömlekleri çoğu zaman ketendi ve asla gömleğin altını pantalonunun içine sokmazdı, normlara uyma fikri onu hasta ediyordu. Sigaradan çatlamış sesinin, kendine ayrı bir karizma kattığını düşünürdü.

Bundan 6 ay önce kuru bir öksürük peydah olmuştu, sigaradan diye düşünüyordu. Ancak göğsünde zaman zaman bir ağrı hissi oluyordu. Kardiyolog arkadaşı, onu efor testine sokmuş, ancak herhangi bir sıkıntı bulunamamıştı. Geceleri terlemeye başlayıp, hafif kilo kaybı da olunca, zurnanın zırt dediği yere geldiğini anlamıştı. Bu zamana kadar akciğer kanseri olmaktan çok korkuyordu, aralıklarla akciğer filmi çektiriyordu, ama sigaradan da vazgeçemiyordu. Sigara sanki kişiliğne yapışmıştı, onsuz kendini bütün gibi hissedemiyordu. Güzide Abla, uzun süre sigarayı bırakması için baskı yapmıştı, kendi de birkaç kez denemişti sigarayı bırakmayı. Ancak her sigarayı bıraktığında, sanki hayatının en güzel sevgisini bir daha asla kavuşamayacak şekilde kaybettiğini düşünüp, mutluluğu sonsuza kadar ulaşamayacağını derinden hissederdi. Bu kayıp hissi, karnında garip bir huzursuzluk yaratıyordu; sanki karnının içinde bir kartal vardı ve tüm mutluluğunu her yaşadığı gün gagalıyordu. Sigarasız geçen her gün, Prometheus’un Kazbek dağındaki ebedi cezalandırılmasını yaşıyordu, ciğeri hergün kemiriliyordu, ancak bu his sanki ölümsüzdü, ertesi gün hiç kemirilmemiş gibi tekrardan başlıyordu. Herkül’ün onu kurtarmasını bekliyordu, fakat sigaradan bir nefes çekince gerçek olmayan bu işkencenin bitmesi, sigaradan hiçbir zaman ayrılamamasına neden oluyordu.

Ahmet Abi verdiği kararlardan pişmanlık duymazdı, “pişman olacağın işleri yapsan da bunun keyfine var” derdi arkadaşlarına. Akciğer kanseri tanısı konulduğunda, sigarayı bir anda aramaz olmuştu ve artık hiç sigara içmiyordu. Geriye dönüp baktığında ise sigara ile ilişkili tüm olanların sadece aldatmaca olduğunu görünce hayatında ilk ve son kez büyük bir pişmanlık da yaşamaya başlamıştı. Kendine ne yapmıştı, ailesine ne yapmıştı?

Akciğer filminde belirgin bir şey yoktu, fakat durumdan işkillenen Göğüs Hastalıkları Uzmanı tomografi çekmeyi uygun görmüş ve orta hatta kitleyle birlikte karaciğerde de olmaması gereken bir nodül görmüştü. Karaciğerinden alınan parça ile küçük hücreli akciğer kanseri tanısı konulmuştu. Kemoterapiden korkmuyordu, artık pek bir şeyden de korkmuyordu. İş hayatının çalkantılı, fırtınalı dönemlerinde öğrendiği bir şey vardı, sadece mücadele edenler ve hedefi olanlar ayakta kalıyordu. Bu hastalığı yenmeyi hedeflemişti ve sonuna kadar da mücadele edecekti. Bu mücadeleyi de hep mutlu kalarak, hayatla ve ölümle dalga geçerek yapacaktı.

Reklam

Aydınlanma -3 için yorumlar kapalı

Filed under ustalık yolu

Yorumlar kapatıldı.