
Güzel ve sevimli güneşimiz olmadan yaşamamız mümkün değil. Ancak hayat dengeyi sevdiği için güneşle irtibatımızın da bir dengede olması gerekiyor. Güneş ışınları cildimizi yaşlandırdığı gibi cilt kanseri riskini arttırıyor; dolayısıyla fazlasından da uzak durmak gerekiyor. Güneşten gelen mor ötesi ışınların cilt üzerindeki etkilerini azaltmak için kullandığımız güneş kremleri/spreyleri UV-A ve UV-B ışınlarının ya emilim ya da yansıtma yoluyla azaltıyorlar. Güneş kremi alırken de mutlaka koruma faktörüne dikkat etmek gerekli, SPF daha çok UV-B için kullanılırken, PA UV-A için kullanılıyor; yani ideal olan her ikisinin de olduğu ürünü tercih etmek.
Peki, cildimize sürdüğümüz bu kremler kana karışıyor mu? Beklentimiz bu ürünlerin kana karışmaması…
Çalışma
24 sağlıklı gönüllüye 4 farklı güneş koruması uygulanmış ( vücudun %75’ine 2mg/cm’ olacak şekilde, günde 4 kez ve 4 ardışık gün) ve sonrasında birkaç kez kan analizi yapılmış
Etken Madde Kan Analizi
- Avobenzon: kanda 1,8-4,0 ng/mL oranında saptanmış
- Oksibenzon: kanda 169,3-209,6 ng/mL oranında saptanmış
- Oktokirilen: kanda 2,9-7,8 ng/mL oranında saptanmış
- Ekamsul: kanda 1,5 ng/mL oranında saptanmış
FDA’nın önerisi 0,5 ng/mL üzerinde kan seviyesi olan ürünlerde güvenlik analizinin yapılması gerekliliğidir, ama muhtemelen çoğu üründe bu çalışma yapılmamaktadır.
Sonuç
Yine geldik bir çözümsüz duruma; güneş kremi kullanmak gerek; ama hangisini? Belki de en doğrusunu deniz göçebeleri Sama-Bajau’lar yapıyor: yosun, pirinç ve baharattan yapılan güneş koruyucu, ismi de burak :)

Güneş kalplerimizi ısıtsın.
Murali K. Matta, et al. “Effect of Sunscreen Application Under Maximal Use Conditions on Plasma Concentration of Sunscreen Active Ingredients A Randomized Clinical Trial”. https://jamanetwork.com/journals/jama/fullarticle/2733085