Kalp krizi diye bilinen hastalık, kalbi besleyen damarların tıkanması ile kalbin beslenmesinin bozulması ve kalp hücrelerinin ölmesi durumudur. Vücudumuzda onca damar varken, olmazsa olmaz bir organın damarının tıkanması insanoğlunun zaaflarından birisi. Örneğin bacağımızı besleyen damarlar (atardamar) bu sıklıkla tıkanmıyor.
Gelelim konumuza, kalp krizinin tedavisiyle kardiologlar ilgileniyor. Kalp krizinin tanısı göğüs ağrısı (baskı tarzında ağrı), EKG’de değişiklikler ve kan tetkiklerinde kalp kası hasarının gösterilmesi ile oluyor.
Hekimlik sürekli gelişen ve ilerleyen bir bilim dalı olduğu için çoğumuz bilimsel toplantılara, kongrelere katılıp en yeni bilgilere ulaşıyoruz. Bazılarımızda kendi çalışmalarımızı bu kongrelerde sunuyoruz. Peki kardiologların ulusal kongreye katıldıkları tarihlerde hastalara ne oluyor? İşte bu sorunun cevabı bu çalışmada:
Çalışma 2002-2011 yıllarında 2 ulusal kardioloji kongresinin yapıldığı tarihlerle, kongrelerden 3 hafta öncesi veya sonrası tarihlerde başvuran hastalar (kalp krizi geçiren, kalp yetersizliği olan veya kalp durması olan) değerlendirilmiş. Kongre günlerinde 30bin, kongre olmayan günlerde 180bin vaka çalışmaya alınmış.
Sonuçlar
Eğitim hastanelerinde yüksek riskli kalp yetersizliği veya kalp durması ile gelen hastaların 30 günlük ölüm oranları karşılaştırıldığında:
Kalp yetersizliğinde, kongre günlerinde %17, kongre olmayan günlerde %24 ölüm oranı varken
Kalp durmasında kongre günlerinde %59, kongre olmayan günlerde %69 ölüm oranı tesbit edilmiştir.
Kalp anjiosu (perkutan koroner girişim) kongre günlerinde düşük (%20’ye karşı %28) olmasına rağmen ölüm oranı değişmemektedir.
Sözün Özü
Kongre zamanı kardiolog bulamazsanız, moralinizi bozmayın.
Anupam B. Jena, et al. “Mortality and Treatment Patterns Among Patients Hospitalized With Acute Cardiovascular Conditions During Dates of National Cardiology Meetings”. JAMA Intern Med. 2015;175(2):237-244. doi:10.1001/jamainternmed.2014.6781.