Ev içi şiddet sadece ülkemizde değil, tüm dünyada bir problem. Özellikle onur toplumu özelliği gösteren topluluklarda da daha sık rastlanıyor; dışarıya karşı son drece onurlu –namuslu duruş sergilenirken, kapalı kapılar ardında bu onur ve namus kavramı ortadan kalkıyor ve rüşvet, taciz, şiddet onur toplumu olmayan gruplara göre daha sıklıkla yaşanıyor. Gazeteleri açtığımızda ise, sanki herkesin belinde bıçakla dolaştığını hissedebiliyoruz.
Biz sağlık çalışanları da toplumdaki bu şiddetten, bazı güçlerin de tahriki ile nasibimizi fazlasıyla alıyoruz. İşi şefkat ve insanın ruh ve beden sağlığının sağlanması ve korunması olan biz hekimler aslında bu şiddet olaylarını iyi bilmiyoruz ve çoğunlukla da bu konuda eğitimimiz yok. Şimdi bahsedeceğim çalışma ilk basamak sağlık çalışaşanlarının kadınların ev içi şiddetin belirlenmesini sağlayan ve bu duruma maruz kalanların ilgili uzman avukatlık bölümüne refere edilmesini içeren eğitim ve destek programının etkinliğinin test edilmesi için yapılmıştır.
Çalışma İngilterede Londra ve Bristol şehirlerinde yapılmıştır. Çalışmaya katılan sağlık çalışamlarının 24’ü eğitim ve destek programına katılırken, diğer 24’ü katılmamıştır. Eğitim ve destek alan sağlık çalışanları 1 yıl içinde avukatlık bölümüne 223 hastayı refere etmişken, eğitim almamış sağlık çalışanları ancak 12 hastayı göndermiştir. Eğitim alanlar 641 ev içi şiddet raporlarken, eğitim almayanlar 236 ev içi şiddet olayı raporlamışlardır.
Ev içi kadınlara yapılan şiddetin belirlenmesi için sağlık çalışanlarının bu konuda eğitim alması gereklidir. Belki bu şekilde şiddet olayları azalabilir.
Gene Feder, et al. “Identification and Referral to Improve Safety (IRIS) of women experiencing domestic violence with a primary care training and support programme: a cluster randomised controlled trial”. The Lancet, Volume 378, Issue 9805, Pages 1788 – 1795, 19 November 2011.