Image by LoopZilla via Flickr
Bundan 3 sene önce Çapa Onkoloji’de yapılan bir toplantı esnasında Sayın Prof. Dr. Sevil Bavbek söyleyene dek, hiç bu tip hastaların erektil disfonksiyona (iktidarsızlık) ait soru sormadığımı farkettim. Tabi ki sadece ben değil, onkolojiyle uğraşan kimsenin de bu konun üzerinde durmadığı da anlaşılıyor.
Hastalar cephesinde ise, kanser olma psikolojisinin ne kadar etkili olduğunu bu vesileyle görüyoruz. Halbuki kanser olmak bir ayıp değil, kusurlu davranışların sonucu da değil çoğu zaman (sigara ve akciğer kanserini saymazsak). Ancak, kanser geçirmiş veya kanser olan insanlar, yaşamın bir parçası olan cinsel hayatlarını kaybettiklerinde de bunu söylemek yerine, kabul etmeyi tercih etmeyi tercih etmeleri, bu konunu çok derinlere gittiğini bizlere gösteriyor.
Kalın barsak kanseri ise genel olarak sık rastladığımız bir kanaser türü. İnsanlar yaşadıkça, yaklaşık %6’sının kalın barsak kanseri olacağını tahmin ediyoruz ve kalın barsak kanseri olanlar diğer kanser türlerine göre daha uzun yaşıyorlar. Bu kanser türü her iki cinsde de görülse de erkeklerde daha sık rastlanıyor. Tedavide ise alanın geniş olarak çıkarılması gerekiyor. Bu geniş çıkarma da, penise giden sinirleri de kapsaması, erektil disfonksiyona neden oluyor.
Bugün bahsedecğim çalışma İngiltere’de yapılmıştır. Kalın barsak kanseri olan 28 hastaya anket yapılmış ve erektil disfonksiyon araştırılmıştır.
Sonuçlar
28 hastanın 24’ünde erektil disfonksiyon gelişmiştir. Bu hastaların çoğunun, tedavi sonrası gelişecebilecek erektil disfonksiyon hakkında bilgilerinin olmaması da düşündürücüdür. Hekimler, hastalara oluşabilecek bu durumu tedavi öncesi belirtmeli, hastalar da böyle bir durum oluştuğunda şikayetlerinin dile getirmelidirler.
George Dowswell, et al.“Men’s experience of erectile dysfunction after treatment for colorectal cancer: qualitative interview study”. BMJ 2011;343:bmj.d5824
Uzm. Dr. Burak Uzel 